Alacabal / Erbaa / Tokat

Bazı anlar vardır, insanın içini ısıtır. Sizi o anda olduğunuz ruh halinden alır ve bambaşka dünyalara sürükler. Bunu fotoğrafa işlemek ise fotoğrafçının hüneridir.

Köyümdeki evimin tam karşısında kalır bu ev. Rahmetli Ali Emmi’nin güzel evi. Eşi Necibe Teyze ise, ara sıra İstanbul’a çocuklarının yanına gitmesine rağmen yılın çoğunu bu güzel Anadolu evinde geçirir.

Köyde geçirdiğim zamanlarda mutlaka uğrar, halini hatrını sorarım. Ayrıca yıllardır evin önünde bulunan taş fırın önünde, kadınlar sürekli ekmek pişirir. Hem fırın hem de bu ev benim için vazgeçilmez fotoğraf noktasıdır. Allah razı olsun, Necibe Teyze de fotoğraf çekmemde de çok yardımcı olur ve baş modellerimdendir.

Bu evin manzarası, benim yatak odamdan görünür. Çocukken de hem evin önünde hem de içinde bolca vakit geçirirdik. Bir kaç küçük tadilat görse de, mimarisi gerçekten çok hala güzel.

Pandemi döneminde hiç bi yere gidemeyen çocuklar için pasta almıştım. Fakat çocuklara dağıtmadan önce böyle bir sürpriz geldi aklıma. Hemen gerekli çalışmalara başladım ve Erbaa’dan güzel bir pasta aldım.

Küçük modellerim Deniz ve Elçin ise her zamanki gibi hazırdılar. Ayrıca bu eski Anadolu evi gerçekten sıcacık. Eski duvar halıları, eski işleme tablolar, ışık ve elbette model. Her şey oradaydı, beni bekliyordu.

Küçükleri sevindirmek lazım fakat büyükleri de es geçmemeliyiz. Bi takipçim bu fotoğrafa “Bu gavur işi, arkada kabe var, siz doğum günü kutluyorsunuz!” demişti, tüm cahilliğini ortaya koyarak.

Bu bir süprizdir, bu paylaşmaktır. Komşuluktur. Anlatmak istediğim ise elbette büyükleri unutmamaktır. Onlarla küçükler arasındaki bağları güçlendirmektir.

Çalışmamızı yaptıktan sonra, pastayı mahallenin tüm çocuklarına dağıttık. Fotoğraf da böylece amacına ulaşmış oldu.