Boğazkesen Köprüsü / Erbaa / Tokat

Eupatorya bölgesi adı ile ifade edilen bu yer geniş bir alanda zamana ve insana tanıklığına yüzyıllardır devam etmektedir. Kuşkusuz burada zengin bir medeniyetin varlığını sürdürmesi sarp yamaçların eteğinde verimli topraklara sahip olmasındandır. Kelkit ve Tozanlı Irmakları tam da bu noktada birleşerek Yeşilırmak Nehrini oluşturmuşlardır. Bu iki ırmağın birleştiği noktada inşa edilmiş olan Boğazkesen Köprüsü vardır.

Tarihte Amasya ve Niksar bağlantısını sağlayan bir insanlık köprüsüdür. Sağlam ve düz kesilmiş dikdörtgen şeklindeki taşlarla zemine oturtulmuş olan Boğazkesen Köprüsünün su içerisinde dört ayağı bulunmaktadır. Ayakların yarıya kadar olan kısmı ile yarısından sonrasının mimari tarzı birbirinden farklıdır. Kale Köyü tarafındaki ikinci ayağın suya yakın kısmında kesme taşa işlenmiş haç işaretleri bulunmaktadır.

Köprü ayaklarının yarısının Bizans dönemine ait olduğu yarıdan sonrasının ise Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Yörede yaşayan yaşlılardan edinilen bilgiye göre önceleri köprüde Selçuklu arması olan kartal figürü bulunduğu fakat sonradan sulara karışarak kaybolduğu belirtilmektedir.

Yavuz Sultan Selim Han Çaldıran Seferine giderken ordusu ile birlikte Boğazkesen Köprüsü’nden geçmiştir.