Düzoba / Kumru / Ordu

Yaylalarıyla, şelaleleriyle göz kamaştıran Ordu doğasını keşfetmek için yayla yollarına vurmuştum kendimi. Ne yana bakarsam bakayım, ya canım sıkılıyor ya da büyük bir hayranlıkla güzellikleri izliyordum.

Peki konu güzellik ise, canımı sıkan şey nedir? Elbette yaylalardaki talandır. Bu mevkiye 3 yıl önce gittiğimde bir kaç ahşap yapı vardı ve güzel yaylacılık yapılırdı. Şimdi herkes “Benim de yaylada bir evim olsun” mantığıyla hareket ettiği için, yakın gelecekte mera ve otlak kalmayacak.

Hemen yakın bir bölgede 2016 yılında 2 tane ahşap yapı vardı. Şuan 40 adet var ve hiç birinde sürekli kalan yok. İşin garibi, yaylacılık yapan da yok. İster kızın, ister haklısın deyin ama bindiğiniz dalı kestiğinizi çok yakında anlayacaksınız.

İşte onca yapı içinden bir tanesinin önündeydim. Sıcaktan kulubenin gölgesine sığınmış koyunlar gördüm. Işık değişkendi, yakınlarda bulunan diğer sürünün de yer değiştirmesini bekledim ve bu kareyi ortaya çıkardım.

Kare güzel görünebilir fakat benim için fotoğrafın ön kısmı acı dolu, arka kısmı yaşam dolu. Geleceğe acı mı yoksa yaşam mı miras olarak bırakılmalı, bunu da cevap ne olursa olsun zaman gösterecek…