Perşembe Yaylası / Aybastı / Ordu

Yemyeşil düzlükleri, tepeleri, tarihi şenlikleri ve dünya harikası menderesleri ile Perşembe Yaylası, Ordu’da en çok ziyaret edilen yaylalardan birisidir. Özellikle de mayıs ortasından haziran ortasına kadar olan süreç, yaylanın görsel olarak coştuğu zamanlardır.

Bu yaylada çok iyi insanlarla karşılaştım. Daha önceki yıllarda bu yaylada tanıştığım çocuklar şimdi kocaman adam oldular. Levent ve Fatih, yaylanın güzel yürekli en genç çobanları. Ne zaman Adatepe tarafına uğrasam onları görüyorum. Aileleri de kendileri de çok misafirperver insanlar, sağolsunlar.

Yine bir gün yolum yaylaya düşmüştü. Levent’in babasının daha önce bana bahsettiği ” Koyun Gölleme ” işleminin bugün yapılacağını, Levent’in ve Fatih’in mendereslere olduğunu söyledi. Koca yaylada onları nerede bulacağımı çok iyi biliyordum. Tahmin ettiğim yerdeydiler.

Koyun gölleme işlemi, koyunların yünlerini kırkmadan önce koyunları menderesten geçirme işlemiydi. Yünleri hem temiz oluyor hem de kırkım için uygun hala geliyordu. Menderesleriyle ünlü bu yaylada ilk defa bu geleneğe denk gelmiştim ve fotoğraflamayı çok istiyordum. Hava ve ışık koşulları da bizden yanaydı. Artık işe koyulma zamanıydı.

Gölleme işleminin yapılacağı bölgede bir hareketlilik vardı. Koyunları toplayıp mendereslere yani su kenarına yanaştırmak lazımdı. Onca çabanın ardından koyunlar menderesin kenarına yanaşmıştı, sıra lider koyununun suya atamasına gelmişti. Lider koyun, diğer adıyla koca koyun en sonunda suya atladı. Diğer koyunlar da peşinden atladı. Bu işlemi tam üç kez tekrar ettik.

Koyunların kimisi yüksekten korkmadan atlarken kimisi ise teredütte kaldı. Bir karmaşa varmış gibi peşpeşe suya atladılar. Karşıya geçen koyunların ilk yaptığı şey ise sallanarak üzerlerindeki suyu atmak oldu. Bunu üç kez tekrar etmiştik ve benim de farklı yerlerden çekim yapma şansım oldu. Karşıdan, su içinden ve havadan çekim almıştım. Çıplak ayaklarıma batan dikenlere rağmen istediğim olmuştu, harika fotoğraflar elde etmiştim.

Emekleri ve gayretleri için yaylanın mert çocuklarına, Levent ve Fatih kardeşime çok teşekkür ederim.