Arslanlı / Nazilli / Aydın

Anadolu’nun neresine giderseniz gidin, mutlaka bir el sanatına denk gelirsiniz. Yöreden yöreye değişen bu güzel el sanatlarından bazıları yok olmuş ama hala bir yerlerde direnmeye devam eden güzellikler de mevcut. Başka bir yönden de bakarsak tamamen bir iş kapısına dönüşmüş sanatlar da mevcut. Bu da bizim yüzümüzü başka güldürüyor. Yaşayan Anadolu için can suyu oluyor.

Dikkat ettiyseniz, fotoğrafçıların da en çok ilgisini çeken konulardan birisi yok olmaya yüz tutmuş mesleklerdir. Genelde bu mesleklerin icra edildiği mekanlar eski ve otantik olduğundan fotoğrafçıları kendisine çekmektedir. Işık, doku, ritim ve portre açısından zengindir. Yüzlerce defa fotoğraflansa da albenisi her daim yüksektir.

Aydın’da fotoğrafçı Tayfun Taner kardeşimin misafiri olmuştum. Ateş gibi yanan Nazilli’de bizi ağırlayan fotoğrafçı Hakan Yaralı abim, bizi kendisinin de çok iyi bildiği bir kaç tane çekim noktasına götürdü. Onun sayesinde biber kurutma ve el sanatlarını fotoğraflama fırsatımız oldu. Bu el sanatlarından biri de kargıdan yöresel sepet örme işiydi.

Bu yöresel sepetlerin bazen çamaşır için bazen de incir ve zeytin toplanmasında kullanıldığını söylediler. Fakat daha çok incir için aldıklarını öğrendim. Çevreden toplanılan kargıları sekiz parçaya böldükten sonra altı veya yedi aşamadan geçiriyorlarmış. Basit gibi görünse de ellerine kıymıklar bata bata sabahtan akşama kadar bu sepetleri örüyorlar. Bu güzel insanların hem sanatına hem de geçim savaşında verdikleri çabaya hayran kaldım. Yıllardır bu işi yapan Şerife ablayı takdir ediyorum ve saygı duyuyorum.

Bu fotoğrafı ise sepetlerin örülüp daha sonra biriktirildiği depoda çektim. Sıcağı tarif etmeme gerek var mı bilmiyorum ama çok fenaydı. Doğru açıyı ve ışığı ayarladıktan sonra bu fotoğrafı ortaya çıkardım. Bu fotoğrafta bizlere modellik yapan Cihan Karaca hocamızın yeğeni Gülcan’a ve misafirperver ailesine ayriyeten çok teşekkür ederim.