Selim / Kars

Yolculukların en güzel yanlarından birisi de güzel insanlara rastlamaktır. Anadolu coğrafyasında ne zaman yola çıksam, bir yerlerde mutlaka beni bekleyen güzel bir fotoğraf olduğunu düşlerim. Ayrıca, bu fotoğrafın da mutlaka bir hikayesi olduğunu, iyi bir insan ile tanışacağımı ve bir yerden bu fotoğrafın benim de duygularımı yakalayacağını hissederim.

Fotoğraf dostlarım ve abilerim; Veyis Polat, Tuncer Tatar ve Tayfun Taner ile çıktığımız doğu bölgesi turunda Kars-Selim yolu üzerinde, atına ot yükleyen bir amcayı gördük. Tarlayı biraz geçmemize rağmen, kontrollü bir şekilde geri geri gelerek onun yanına gitmeye karar verdik. Daha ilk selamda Anadolu gibi bağrına basması, hikayeye resmen hoşgeldiniz diyordu. Hava sıcak ama onun yüreği daha sıcaktı.

Fotoğraftaki abimizin adı Yolcu. Atının adı ise Çalu. Birbirine o kadar uyumlu ki, resmen hayat arkadaşı gibiydiler. Fakat kuraklıktan dolayı bu sene mahsüllerin bir karış kadar kaldığını söyleyen Yolcu abim çok dertliydi. Yemin ve samanın pahalı olduğu bu zor zamanlarda kendi tarlasından alacağı ürün de az olunca ona gayet hak vermiştim. “Allah büyük, dertler küçük” dedim.

Kuraklık her yerdeydi. Uçsuz bucaksız tarlalar bomboştu resmen. Derslerde bize öğretilen o meşhur Doğu Anadolu çayırları görünürde yoktu. Bu kış belli ki zor geçecekti. Güzel bir fotoğraf çeksem de çekmesem de hep aklım bu konulara takılıp kalıyordu. Acaba bu işler nasıl olacaktı? Cevapsız sorular, cevapsız bakışlar.

En sonunda biz de yolcu yolunda gerek diyip helalleşip yolumuza devam ettik. Olumsuzluklara ve tüm bunlara rağmen neşesi ve enerjisi ile bizlere fotoğraf çekmemizde yardımcı olan güzel yürekli Yolcu abime ve maşallah dediğim atı Çalu’ya buralardan selamlarımı iletiyorum. Kim bilir, belki bir gün yine aynı yerde denk geliriz. Belki de bu kez hikayemiz mutlu ilerler.