Dereköy / Damal / Ardahan

Fotoğraf, zamanın tanığıdır. İki boyutlu bu sanatın bize anlatacağı bir çok hikayenin var olduğunu düşünüyorum. Çünkü, fotoğrafların da konuştuğuna inanıp, tuşa basmadan önce zihnimde o karekterle özdeşleşen fotoğrafı arıyorum. Hikayesi olan bir fotoğraf, her daim bir adım öndedir.

Anadolu’nun en ücra köşelerinden birindeyiz. Dağların, tepelerin arasında bir köy olan, telefonun bile çekmediği Damal ilçesinin Dereköy topraklarındayız. İçimde bir heyecan vardı, daha önce Mehmet Yener abimin de fotoğrafladığı Aşık Cafer abi ile görüşektim. Fotoğraftan ziyade, nasıl biri olduğunu çok merak ediyordum.

Küçük, eski bir evin önünde tanıştık Cafer abiyle. Uzun boylu, zayıf birisiydi. Başında kasketi ve yüzünde gülümseme ile karşıladı bizi. Aklımı kemiren ise tek bir soru vardı. Ben fotoğraf haricinde de onu bir yerden tanıyordum. Ama nereden? Sonradan aklıma geldi. Reis Çelik yapımı bir film olan “Ölü Ekmeği” filminde aşıkların bulması gereken bir muamma vardı. Oradaki deyişi ile hatırladım Cafer Abiyi.

Elinde bağlaması ile yaşadığı coğrafyanın hakkını veren Cafer abi çokca sigara içiyordu. Tabakadan çıkardığı tütünü kağıda sarıp sık sık efkar dağıttığını gördüm. Sigarasından çıkan dumanlar ise şekilden şekile giriyordu. Yandan gelen ışık ile atmosfer dumanın aldığı şekle göre sürekli değişiyordu. Hatta fotoğrafa dikkat ederseniz sağ üstte dumanın oluştuğu bir garip yüz bile görebilirsiniz. Bunu da bir takipcim farketmiş.

Işığı doğru kullanıp, onun bu efkarlı halini bu fotoğrafta yakalamaya çalıştım. Fotoğrafa uzun uzun bakınca sanki bizi Anadolu’da başka zamanlara götürüyor. Son aşıklardan olan Cafer Abim, hoş sohbeti ve misafirperverliği ile bizi ağırladı ve uğurladı. Tekrardan o güzel yerlere yolum düşerse mutlaka ona uğrayacağım. Çünkü daha dinleyeceğim çok deyişi var ve muhabbeti var. Bu arada Ölü Ekmeği filmini izlemenizi öneririm.