Hubyar Köyü / Almus / Tokat

Hubyar, Tekeli Dağı’nın eteğinde Hubyar Sultan’ dan adını alan aşıklar diyarıdır. Beydili – Sıraç Türkmenlerinin diyarı olan bu güzel topraklara ilk yolum düştüğünde büyülenmiştim. Gelenek, görenek ve misafirperverlik burada yeniden can bulmuştu. Huzur vericiydi.

Kırklar kazanının kaynadığı, çiçeklerin toplandığı, semahların dönüldüğü, dokuzlarda buz gibi suların içildiği ve Tekelü zirvesinde güneşin muazzam doğuşunun beklendiği bu güzel topraklardaydım. Ne yana baksam bir yaşanmışlık vardı. Sarp dağların dili varmış gibiydi.

Geleneksel giysilerin başında gelen “Üçpeş” ise Anadolu kadınına şiir gibi yakışıyordu. Köylerde hala yaygın ama bayram veya anma törenlerinde daha da fazla anlam kazanıyor. Sadece önlüğün bir ay gibi uzun bir sürede yapılması ne kadar zahmetli olduğunun kanıtı. Ortaya çıkan eser ise motifleriyle muazzam.

Hubyar Kapısı adını verdiğim bu fotoğrafta ise yöresel giyimi ile bir Anadolu kadınımızı ve torununu görüyoruz. Burası Hubyar Cem Evi giriş kapılarından birisi. Adete “Dört Kapı Kırk Makam” anlayışına adım atar gibi, harika bir ışıkla karşıladı beni. Modellerim ise ışık altındaki harika gölgeleri ile fotoğrafı gelecek nesillere taşımak için oradaydı sanki.

Kapının rengi, ışığın geliş açısı, modellerin konumu, sanki bir kitap kapağına bakıyormuşuz hissi verdi. Her gidişimde özlemle ayrıldığım bu topraklara, sabırla yeniden kavuşmak dileğiyle.